28 Şubat 2014 Cuma

Hamilelikte çatlaklar

Merhabalar sevgili blog severlerim,

Bugün sizlere hamilelik esnasında oluşan çatlaklardan bahsetmek istiyorum. Ve çözüm önerilerinden.

Hepimizin hamilelik zamanı boyunca basından az çok bir çatlak hikayesi, yada yakınlarından duyduğu bir çatlak hikayesi mutlaka vardır. Peki nedir bu çatlaklar?

Hamilelikte oluşan çatlaklar, hamilelikte esneyip gerilen derinbağ dokusunda ki yırtılma sonucunda oluşur. Vücudumuzda en çok göğüsler, basen, kalça ve karında oluşur. Aniden büyüyen yerler çatlakların aslında evidir.

Bazı insanlarda hiç çatlak olmazken bazı ınsanlarda da istediğiniz kadar bakımlı olun istediğiniz herseyi sürün sürüştürün çatlak oluşumundan kaçamazsınız. Bunun sebebi ise ailenizden gelen genetik faktördür.

Bunun yanında hamilelik boyunca alınan kiloda çok önemlidir. Oldukça zayıf bir insan hamilelik esnasında birden 20-30 kilo aldığı taktirde hiç bir bakım uygulamazsa yine çatlak oluşumundan kaçamaz.

Çatlak oluşumu yaşla alakalı bir durum değil, derinin esneyip gerilmediyse alakası vardır.


Sizde göbeğinizde boyle çizgilerin olmasını istemiyorsanız bir çeşit önlemler almalısınız,

1. Işık su ile duş almalı, sıcak sudan vazgeçmelisiniz.
2. Azar azar kilo almalısınız. Hamilelik sırasında 10-15 kg alımı normaldir.
3. 2-3 aylık hamilelikten itibaren vücudunuza çatlak bakımı yapmalısınız.
4. Kullanılacak ürünlerin içerisinde mutlaka, havuç özü, buğday tohumu yağı, jojoba yağı, kakao yağı, A, C, E vitaminleri içeren yağlar, susam yağı, badem yağı ve kayısı yağını içeriklerinin olduğu yağlar kullanılabilir. Bu yağlar kullanılacaksa masaj yaparak vücuda yedirilmelidir. Bu şekilde vücut elestikliğini geri kazanabilir.
5. Eczanelerde sadece hamilelikte oluşabilecek çatlaklar esans alınarak yapılmış kremler mevcuttur. Ve bu kremlerin içerisinde en iyi olan ise LİERAC' tır. 



Ben hamileliğimde ne mi kullanıyorum? 

Hamileliğimi öğrendiğim andan itibaren sabahları eczaneden temin etmiş olduğumuz LIERAC kremini sürüyorum. Akşamları ise kayısı yağı ve almış oldugum badem yağını biyerde karıştırdım onları sürüyorum. Vücuduma masaj yaparak yedirecek sürüyorum. Bazı geceler vücudumda hafif kaşıntılar oluyor ve o yağları sürünce geçiyor herkese tavsiyemdir. Mutlaka vücut bakımımızı yapmalıyız. Hoş ve güzel gözükmeliyiz :))

Hayırlı günler blog severlerim

26 Şubat 2014 Çarşamba

Kadına şiddete hayır !!

Merhaba sevgili blog severlerim,

Günümüzde okadar kotu bir noktaya doğru ilerliyoruz ki! Her geçen gün kadına yönelik şiddet sayısı artmaktadır. Ve şiddet gören kadınlarımız susmakta veya susturulmaktadır.

Şiddetle yada tacizle belki de tehtitle.

Ama artık buna bir şekilde dur demenin vaktidir. Eger sizinde yanınızda, yakınınızda yada çevrenizde şiddet mağduru bir kadın varsa lütfen bu olaya duyarsız kalmayın. Yetkililere haber verin en yakın Muhtar, jandarma, belediye, polis kim varsa gidip şikayet edin ki yetkililerde harekete geçsin. 

Bir başka konu ise, resmi nikah olmadan sadece imam nikahı ile beraber olan çiftler. Artık bunlar kanunen yasaklandı. Resmi nikahı olmadan imam nikahı kıyan imamlar direk ceza alırken buna göz yuman ailesi de beraberinde ceza almaktadır. Resmi nikah olmadan sadece imam nikahı ile beraber olmak bir nevi yanındaki kadını kendine kapatma yapmaktır. Kapattığı kadınlar dışında, başka kadınlara da göz kırpmaktır.

Unutmayın ki sadece imam nikahı ile beraber olmak resmi olarak kanıtlanamamaktadır. 

Bu bey kim denildiğinde eşim diyemezsiniz, yada bu hanım kim denilince karım denilemez. Denilse bile hersey hayali olarak kalır. 

Sonuç şu ki, lütfen çevremizde olan bitenlere duyarsız kalmayın. Yarın birgün dayak yiyen kişi yada kapatma olarak kullanılan kişi sizin kızınız da olabilir yada en sevdiğiniz de olabilir. Eger siz bugun duyarsız olursanız yarında o en sevdiğiniz kişinin yanındakiler duyarsız kalabilir.

İstatistiklere birazcıkta değinecek olursak, Türkiye de ki kadınların %25 i şiddete maruz kalıyor. Ülkemizde cinayet sonucu ölen kadınların ise %40 ile %75 i eşleri tarafından öldürülüyor. Tecavüze uğrayanların %60 is 18 yaşının altında ve %90 ise kız çocuğudur. 

Şiddete maruz kalan kadınlarımızı 183 numarasını arayarak bildiri yapabiliriz. Bu konuda sanatçılarımız el birliği ile çalışmalar yapmış, 8 Mart dünya kadınlar günü öncesinde herkes birlik oluşturmuştur. Gelin sizde bu duruma el atın ve duyarsız kalmayın.



Herkesi duyarlı olmaya davet ediyor hayırlı akşamlar diliyorummm

24 Şubat 2014 Pazartesi

Yetenek sizsiniz Gürsel Yalçın

Hayırlı geceler blog severlerim,

Yetenek sizsiniz finali izlerken izlediğim performans karşısında taktirimi kazanan bir performansı sizlerle paylaşmak istedim. 

Gürsel Yalçın. Sprey boya ile birbirinden güzel resimler yapan güzel ve yetenekli sanatçı. 

Nasıl yapıyorsun nereden öğrendim bilmiyorum ama eğer ki bu satırları okuyacak olursan, bence o tabloların satışını yapman gerekli. Biz ailecek tüm tablolarını almayı düşünüyoruz :))

Gerçekten muhteşem bir beyfendi. Ellerin dert görmesin. Bu geceki final bölümü performansın gerçekten mükemmeldi.

Sonuc ne olur bilmiyorum ama dualarımız senden yana. Umarım sen birinci olursun. Sms ler ailecek bizden sana :)

Yeteneğin, mütavaziliğin, olgunluğun herşeyiniz harikaydi. Başarılarınızı tebrik eder şimdiden başarınızı kutlarım.

Eğer ki performansı izlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz sevgili okurlarım. 

Şimdilik hepinize iyi geceler. 

Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler

Merhabalar blog severlerim, 

Simdi size hamileliğimi ilk öğrendiğim anda aldığım muhteşem yardımcı kitabımımı tanıtmak istiyorum.



Yazarın ismi; Heidi E. Murkoff ve Sharon Mazel.
Kitabın sayfa sayısı; 644 
Ciltli olması ise çok çekici bence :) 

Ve ay ay gebelik şikayetlerini konu edinmiş. Yer yer gebelerin sorduğu sorulara yer verilmiş. 

Gebelik kitabı, 14 milyondan fazla satan popüler gebelik kitabı özelliği taşımaktadır. 

Kitabın arkasında yer alan açıklamalara birazda yer verelim,

" Bebek bekleyen annelerin mutlaka okuması gereken harika bir kitap. " 
Dr. Richard'da Aubry

" Gebelik testinden sonra satın aldığımız ilk şey bu olacak ve yararını çok göreceksiniz. " 
Sally Wendkos Olds 

" Bebek bekleyenlerin asla vazgeçemeyeceği bir rehber. Bir sağlık klasiği. " 
Self Magazine

Gerçekten size tavsiyem. Gebe kaldığınız andan itibaren bu kitabı mutlaka edinin kendinize. Fiyatı birazcık pahalı ama gercekten değiyor. Ben hamile olduğumun ertesi günü eşimle beraber internetten bu kitabı sipariş verdik hemen geldi. Direk okumaya başladım. Cok kapsamlı cok yardımcı bir kitap. Bütün sorularımın cevabını bu kitapta buldum. Sizede şiddetle tavsiyem bu kitabı hamileyseniz mutlaka alın.

Hayırlı günler blog severlerim

23 Şubat 2014 Pazar

Sezeryan doğum mu, normal doğum mu?

Hayırlı pazarlar sevgili blog severlerim,

Bugun sizlere doğumdan bahsetmek istiyorum. Hamile olan her annenin sürekli kendine sorduğu soru, 

NORMAL DOĞUM MU, SEZERYAN DOĞUM MU? 

Size sadece fikirlerimi ve annemden kazandığım deneyimlerimi paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi bende hamileyim ve suan 10 haftalık yani tam olarak 3. Ayın başındayız. Çok şükür hersey güzel gidiyor. Cinsiyet merakı bizi kasıp kavuruyor aynı zamanda da doğum meselesinin nasıl olacağını araştırıyoruz.

Benim annem iki doğumunu da sezeryanla yaptı. Ve sezeryanla doğan bebekler normal doğumla dünyaya gelen bebeklerden daha uslu olurlarmış. Fazla ağlamazlar, huzursuzlukları çok olmazmış.

Sezeryanla doğan bebekler daha rahat anne karnından çıkar, normal doğumda ki gibi çekiştirilip çıkartılmaya gerek kalmazmış.

Sezeryanla doğum yapanlarda uzun bir dikiş yeri mutlaka oluyor ve bu dikiş izleri benim annemin karnında hala belli, gözüküyor yani. Normal doğumda yok mu? Tabiki var. Normal doğumda da genital bölgeyi kesiyorlar bebek rahat çıkabilsin diye. 5 dikiş atılıyor, hemde genital bölgeye.

Sezeryanla doğumda istersen alttan uyuşturuluyorsun, istersen komple uyutulabiliyorsun. Normal doğumda yine böyle birşey yok. Ayaklarını dikiyorsun o sandalyeye belki de saatlerce bağırıyorsun bebeğin çıksın diye.

Normal doğumda bebeği çekerken anne rahminden, bebekte zarar oluşabiliyor kafasında omuriliğinde yada vücudunun herhangi bir yerinde zarar görülebiliyor. Hatta kordon bağlanıp bebekler boğulma tehlikesine girebiliyor. Sezeryan da ise kanamadan dolayı enfeksiyon kapabiliyorsun.

Bilmiyorum bana açıkcası normal doğum çok zorlu geliyor. Biraz da cesaret işi tabi ki. Bende o cesaret yok yani ben yapamam okadar acı çekmeye dayanamam. Valla bana en rahat gelen kimse kusura bakmasın ama sezeryanla doğum.

Duyduğuma göre Kuran'ı Kerim'de gecen bazı hadislere göre, anne adayının doğum esnasında çektiği acılar sayesinde çoğu günahı afolurmuş. Alışagelmiş bir olay normal doğum olayı. Ama neden ben bile bile kendime bukadar acı çektiriyorum ki? 

Sonuc olarak karar verilmiştir. Evet henüz bu kararı vermek için çok erken biliyorum ama bana gore sezeryan candır :)) Ve biz eşimle ortak bir karar alıp Rabb'imin izni ile sezeryan doğumda karar kıldık. 

Hayırlı akşamlar blog severlerim

22 Şubat 2014 Cumartesi

Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Merhabalar sevgili blog severlerim

Kusura bakmayın sizinle hiç ilgilenemedim. Inanılmaz kötü iki hafta geçirdik ailecek.

Benim 88 yaşındaki annanem lavaboya giderken yere düştü. Sonuc olarak kalça kemiğini ve omzunu kırdı. Kalçasını da 4 yerden kırdı. Annanemin kalbinde pil olduğu için doktorlar riskli ameliyat olur belki çıkamayabilir dedi. Ben karnımda bebeğimle ağla ağla 2 haftadır kendimi ve bebeğimi mahvettim. 

Sonuc olarak ne mi oldu? Gecen hafta Pazartesi annanem ameliyata girdi. Anananemi dualarla uğurladık ameliyata. Yaklaşık olarak 4 saatin ardından cok şükür ki annanem aramıza geldi. Yoğun bakıma bile girmedik. Direk servise geldi annanem.

Ama biz ailecek yıkıldık cok zor günler geçirdik. Hele ameliyattan sonra hastanenin bize yaşattığı olaylar ise faciaydı. Annanem ameliyattan çıkmış yaklaşık olarak iki gün sonra bugun taburcusunuz demezmi oranın çömez asistan doktorları. Nereye taburcuyuz? Annanemi kaldırıp yürütmediniz bile bakmadınız bizim yüzümüze ameliyat nasıl gecti neler oldu gidişat nedir ayağının üzerine basacak mı basmayacak mı? Birsey söyleyin bari de bilelim yok.  Sonra biz karar verdik ki bu asistan doktorlar da hiç bir halttan anladıkları yok.

Ilk gün gün gelip dediler ki ayağının üzerine basmayacak sonra ki gün geldiklerinde basacak dediler sonra ki gün geldiklerinde ya acaba basacak mıydı basmayacak mıydı basmalımı basmamalı diye kendi aralarında çekişiyorlar. Biz hayır bizim için çok erken biz bugun gidemeyiz dediğimizde aa yanınızda enfeksiyon kapmış bir hasta var gitmezseniz mikrop kapabilir hastanız dendi. Üstelik biz zaten o hastayla beraber 2 haftadır orada kalıyor. Madem oyle siz neden mikrop kapabilecek hastayla aynı odaya koydunuz bizi? Onu da geçtim madem bizim hastamız mikrop kapabilir peki akşam odaya getirdiğiniz ameliyattan çıkmış olan 5. Hasta neyin nesiydi? Böyle birsey olabilir mi buyrun fotoğraf



Buyrun karman çorban olan odamız. Bide arkada olan gözükmeden iki hasta daha var işte onlarda biziz. Bu oda da toplamda 5 hasta var.

Tamm bunu geçtim çıkış yapacağımız gün, ilaçlarımız yazılmamış bile. Annem ilaç yazdırmak için asistan Emrah beyin yanına gitti. Ve bizim sırık oğlan anneme, hasta da kemik erimesi mi vardı ona gore ilaç yazacağım dedi. Ya sen ne biçi doktorsun biz kimlere emanetiz. Rabbim Haydarpaşa numune hastanesinden ve burada ki amatör doktorlardan hepimizi korusun. 

Ortopedi doktoru olarak tüm odanın beğendiği ve bizim beğendiğimiz tek doktor vardı ki onun ismide Fatih Çetinkaya. İşte bu doktor mükemmel bir doktor. En azından halinizi hatrınızı soruyor hastayla tum kalbiyle ilgilenmeye çalışıyor. Sayın doktorum eğer bu yazıyı okursan şunu bilki dualarımız seninle. Inşallah yoluna hiç engel çıkmaz ve hedefinde doğruna ilerlersin. Sayın doktorum sizi ayakta alkışlıyoruz.

İyi günler sevgili blog severlerim 

8 Şubat 2014 Cumartesi

Demet Akalın'ın bebeği

Sevgili blog severlerim hepinize merhaba 

Sizinle bildiğiniz gibi deli dolu olarak bildiğimiz demet akalın 3 gün once doğum yaptı. Sevgili Hira dünyaya geldi. Tabi tüm basın yayın organları hastanenin kapısına dikildi. Tabi haberi kim önce kapacak yarışı başladı onlar içinde. 



Çok önemli biliyorsunuz. Dünyaya kurtaracak olan Hira'nın nasıl doğduğu, kaç kilo dünyaya geldiği, boyu, posu hersey bir haberdir o dakika'dan sonra. Cünkü Hira ünlü olarak dünyaya gelen şanslı bebeklerdendir. Aa en önemli soruyu unuttum. Acaba Hira kime benziyor, anasına mı babasınamı !! 

Sevgili babası Okan bey Hira bebek uğruna 11 tane koyun kesti. Adağı varmış ne de olsa. Waaooww !!

Ne adak ne adak !! Bildiğin gösteriş kokuyor. 11 tane koyunu kesip şöhretine şöhret katacağımıza Okan bey, o parayı fakirlere verseydiniz emin olun Hira'nın daha fazla nazarı kalkmış olurdu üzerinden. En azından sizde fakiri fukarayı sevindirerek 2-3 sevap kazanırdınız. 

İşte bu dünyaya gelmeden önce bile şanslı olan bebeklerden. Baby shower da bile arabalara bile sığmayacak kadar hediyesi vardı. Vayy  be her bebek senin kadar şanslı olamıyor Hira!!

Biyandan da şansız doğan Muharrem taş gibi evlatlarımız var. Muharrem henüz 3 yaşındaydı. Hira'nın doğdu gün aramızdan uçup gitti. Ama medyamız hirayla ilgilenmekle okadar meşguldi ki Muharrem'le ilgili adam akıllı haber bile yapamadılar.

Muharrem kim midir? Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çeli mezrasında yaşıyordu. Akşama doğru Muharrem Taş'ın ateşi yükselmeye başladı. Ve ailesi ateşini düşüremeyince yetkililere haber verdi. Aile yetkilileri beklerken Muharrem Taş 02.00 sularında hayata gözlerini yumdu. İşte bu cocuğumuzda hayata şansız gelenlerdendi.

Aile yetkilileri aramasına rağmen yetkililer gelmedi. Belkide yollar karla kaplı olduğu için gelme tenezülünde bulunmadılar. Sonuc olarak günahsız bir meleğimiz aramızdan göçüp gitti.

Peki sonra  ne mi oldu? Sonra aile Muharremin cansız bedenini çuvalın içine koyup mezradan köye taşımaya başladılar. 16 km yol kat ettiler. Sırf yavrucaklarının bedenini mezara gömüp ruhunun rahat etmesi için uğraştılar. Baba ise yetkililer hakkında suç duyurunda bulundu. O mahkemeden de ne cevap çıkar meçhul.




Ya işte boyle sevgili blog okurlarım. Bir yanda günahsız bir bebek, diğer yandan doğuştan şanslı canı için 11 tane koyun kestiren bir bebek. Yorum sizin.

Hayırlı günler dilerim hepinize.

3 Şubat 2014 Pazartesi

Bebişimden :)

Merhabalar sevgili blog severlerim,

Sizi cok ilgisiz bıraktım, bunun için cok cok özür diliyorum. Ama hamileliğine verin :s

Gün boyunca miğde kazınması, arkasından baş dönmesi bunları takiben mide bulantısıyla baş etmeye çalışıyorum. Sonrada ister istemez yorgunluk çöküyor üzerime. Uyuyorumm.

Şuanda tam olarak 6+2 günlüğüz yani 7. Haftamız içerisinde ilerliyoruz :)) büyüdük büyüdük :) 

Belki kocaman güzeller güzeli bir kız belki kocaman bir yakışıklı olma yolunda ilerliyoruz şimdilik bilemiyoruz. Bebişimiz diye seviyoruz.

Bende cinsiyet hakkında hiç bir yorum yapamıyorum suanlık. Ama gönlümden gecen yani en büyük isteğim kız olması. Sonrada sağlıklı olması için dua ediyorum. 

Kasık ağrılarımız bitti çok şükür. Ama bu bulantılar olmasa, ahh olmasa :)) 

Birde şöyle bir saçmalıktır gidiyor ortada. Mide bulantısı olursa bebek sağlıklı bir şekilde ilerliyor demekmiş. Böyle bir saçmalık olabilir mi ya? Mide bulantısı için ilaç bile veriyorlar. Onu da geçtim mide bulantın olunca ne yemek yiyebiliyorsun ne su içebiliyorsun. Ama neymiş mide bulanınca bebek sağlıklı olurmuş. Yok öyle birsey böyle sağlık olmaz.

Bu hafta Perşembe yani 3 gün sonra bebişimizin kalp atışlarını duymaya gideceğiz. Dualarınız benimle ve bebişimle olsun. Rabbim isteyen herkese bu duyguyu nasip etsin. Ve en önemlisi Rabbim sağlıkla kucağımıza almayı nasip etsin.

Kalın sağlıcakla :))