24 Kasım 2014 Pazartesi

Doğum hikayem

Sizlere beni anne yapan o muhteşem günü anlatmak istiyorum. 

7 Eylül günü oldukça hareketli ve heyecanlı bir gün yaşadım. Biliyordum artık sadece saatler sonra kızım koynumda olacaktı. Dakikalar hergünden farklı bugün biraz daha yavaş akıyordu. Heyecandan bırakın saatleri dakikaları değil, saniyeleri sayıyordum :) 

Bugün hastaneye gidip. Önce odamızı süsledik son kontrollerimizi yapıp, sana karnımda ki son ziyafetimi yaptırdım annecim :) Sadece bir gün sonra artık karnımdan değl, benim göğüslerimden besleneceksin :) 

Artık son hazırlıkları yaptıktan sonra son kere yemek yiyip yatmalıydım. Doğumum sezeryan şeklinde olacaktı. Neden diye soracak olursanız, kızım karnımda gayet iyi olsa da plesantamız yaşlanmış ve hareketlerimizde günden güne azalma mevcut olmuştu. Hatta artık kızım karnımda kilo almıyor boyu da uzamıyordu. Kızımı orada tutan tek şey suyumuz ama artık oda azalmaya başlamıştı. Şartlar böyle olunca doktorumla bir tarih belirledik. 37+3 günlükken 08.09.2014 tarihinde dünyaya gelmeni öngördük. Sezeryan öncesi 6 saat yemek yemek ve su içmek yasaktı. Bu sebepten en son gece 12 de yemek yedim. Sonra yatağımıza geçtik. Kalbim pır pır atıyordu. Tabi ben gece uyanıp saat 3 de yeniden su içtim yapcak birşey yok çok susamıştım.

Sabah 6 da uyandık. Gece sana kavuşacak olmanın heyecanıyla bir uyuyup bir uyandım. Çok heyecanlıyım canım kızım. Sabah saat 7-7,30 da hastanede olun denmesine rağmen biz trafiğe takıldık. Günlerden Pazartesi olduğunu hiç hesaba katmamıştık çünkü. Baban ayrı bir stres annen ayrı bir stres halindeydi aman geç kaldık diye :) Neyse ki saat 8,30 da hastaneye vardık. Babacığın hemen gidip yatışımızı yaptı. Anneciğin ve anneanneciğin de odaya geçip doktorları beklemeye başladı. Sırayla tüm doktorlar gelip beni ziyaret ediyorlar. Biri damar yolumu açıyor biri ameliyat öncesi benimle konuşuyor işlemleri anlatıyor falan derken fotoğrafçımız geldi :) Doğumumun başından sonuna kadar yanımda olacak olan Tuğba Seval Savaş da geldi. Heyecanlı bekleyiş tabi devam ediyor. Tuğba hanım doğum öncesi bol bol fotoğraflarımızı çekti. Bunlar benim karnımda ki son muhteşem pozlarımızdı.

Bir yandan hüzünlü bir yandan muhteşem dakikalar bizi bekliyor, biliyorum. Seninle geçirdiğim 9 ay da muhteşemdi. Senin içimde olman, seni karnımda taşımak gerçekten paha biçilmez bir duyguydu. Aslında çok stresli bir 9 ay yaşadım ben. Hayatımda geçirdiğim en kötü zamanlardı. Annanemi kaybettim sen daha 4 aylıkken, annem maddi sıkıntılar ve zorluklar çekti anneme destek olmak adına hep çalıştım. Ev satmak için uğraştık ev almak için uğraştık derken 9 ayı tamamladık.

Damar yolum açıldı. Ne yazık ki sezeryan sonrası büyük tuvaletimi belki yapamam diye lavman yapıldı. Derken annene ameliyat önlüğü giydirildi. Evet kızım korkudan ve duygusallıktan ağlıyor annen. Elim ayağım titriyor yarım saat sonra benimle olacaksın ya, bu çok büyük bir stres yaratıyor bende. Aa sakın yalnış anlama seni dünyaya getirebilmek için herşeyimi veririm ama işte birazdan sorumluluklarım artacak belki kendime bile vakit ayıramayacağım günlerim olacak. Sen yanımda olacaksın bu herşeye değer lakin insan korkuyor işte.

Anneni yatırdılar ve götürüyorlar. Doğumumuz spinal aneztezi şeklinde gerçekleşecek. Senin ilk dünyaya çıktığın anları ben görebileceğim. Yalnız panik atağım olduğu için aneztezi doktoru çok stres yaparsan uyutulabilirsin dedi. Dayanmam lazım senin ilk dünyaya geldiğin anlara şahit olmam lazım. 

Anneannemizi ve babamızı son kere öptükten sonra ameliyathaneye alındım. Ameliyat masasına yatırıldım. Burnuma ağzıma birşeyler soktular. Belden uyuşturma iğnemiz yapıldı. Sonra asıl spinal iğnemiz yapıldı. Şimdi uyuşması bekleniyor. Yavaş yavaş bacaklarımda ki his duyusu azaldı. Sanki o bacaklar benim değil, kalçamı ve aşağısını hissetmiyorum. Ameliyat öncesi sondamda takıldı. 

Ve başladı...

Ameliyat masasının yukarıdaki aynadan çok azda olsa görebiliyorum. Canım çok fazla acıyor ama çaktırmıyırum. Çekiştirip duruyorlar. Ne yapıyorsunuz diye sorduğumda uyuştumu diye bakıyoruz diyorlar. Ama yalan söylüyorlar ben görüyorum. Yanımda bir hemşire var o beni sürekli konuşturuyor. Bazen konuşmaya aneztezi doktoru da dahil oluyor. Ve bastırıyorlar. Karnıma doğru bir basınç hissediyorum. Bağırıyorum. Sanırım tüm herkes benim sesimi duyuyor. Noluyor diye sorduğumda bebek geliyor diyorlar. Bu kadar uzun yazdığıma bakma sadece ameliyatın başlamasıyla 3 dakika içerisinde bir ağlama sesleri duyulmaya başladı ameliyathanede. Aneztezi doktoru ve geldi dedi. Yanında ki doktor arkadaşına kız dedi. Bana kızın dünyaya geldi dedi. Ben ise neden ağlıyor diye sordum doktor da bebekler ağlar dedi :)

08.09.2014, 11.44 sularında dünyaya muhteşem güzellikte bir prenses geldi :) 



 Bir havluya sarıp bana verildin. Öptüm kokladım seni doya doya. Sonra tahlillerin yapılmak üzere götürdüler seni. Ve ben artık bir anneydim. 


Senin gelmenle bu hayat benim için daha da canlandı. Sen benim neşem, günüm, gündüzüm, gecem herşeyimsin. 
Sen benim baharımsın. Eylülü bana dahada anlamdıran, evlat aşkını bana yaşatan ilkgözağrımsın. Seni çok seviyorum benim canım kızım. 

Ameliyatım yaklaşık 45 dakika sürdü. Kızım ilk 5 dakika da dünyaya geldi. Kızım yoğum bakım odasına alındıktan sonra benim dikimlerim başladı. Yaklaşık yarım saat sürdü. Yalnız kızım gittikten sonra ben fenalaştım, bana sakinleştirici yapıp uyuttular. 

Ameliyathane çıkışında kocişim ve annem beni bekliyorlardı. Seni sordum babana, odana çıkınca getirecekler dedi. Odaya geçince hemen makyaj yapmaya başladım, hangi akılla bilmiyorum ama fotoğraf çekimlerinde çok güzel olmalıydım :) 

Ve sen geldin. Güneş gibi parlıyordun. Hemşire memeyi tutturdu sende hemen kavrayıp emmeye başladın. Tabi saatlerdiryemek yemiyorsun acıktın dimi biliyorum. Biraz emdikten sonra uyuyakaldın. Bu arada fotoğraflarımız çekildi. Sonra ben odadaki herkesi çıkarttım. Sen ben ve babamız vardı. Birlikte alışma süreci yaşadık birazcık. 

Sonra annenin bacak uyuşuklukları geçince su verilmeye başlandı. Ve sondam çıkarıldı. Artık tuvalete gitmem gerekiyordu. Müthiş bir gaz sancım oldu. Tuvalete çıkmadan eve göndermiyordu doktorlar. 1 gün geçti yok, ikinci gün geçti yine yok. Artık gaz sancısı omzuma vuruyordu seni bile tam tutamıyordum. Emzirirken zaten canım acıyordu birde bu gaz sancısı eklendi. 3 tane lavman yapıldı. Sıcak su torbası verildi. Sürekli yürüyüş zaten yapıyordum derken sonunda lavaboya çıkabildim. Ve ertesi gün taburcu edildik.

İlk eve gelişimiz. Sen yanımdasın benim kucağımda. Minicik ufacık tefeciksin. 51 cm 3180 doğdun ama kıyafetlerinin hiç birisi sana olmuyordu. ilk hafta babayla prematüre kıyafet aramaya çıktık dışarı :) 
Lakin bulamadıkta. Kundağa sarmaya başladık bizde seni. Ama sen yaramaz kızım kundak falan hak getirene :) Daha ilk haftalarında nasıl da o kundağı çözdüğünü hala akıl sır erdiremedim. 

Velasıl bugün seninle geçirdiğim 76. Günüm. İyi ki doğmussun. İyiki Rabbim seni bana vermiş, iyiki benim kızım olarak yaratılmışsın. Seninle herşey harika. Seni çok ama çok seviyorum. Annen olarak her zaman her an yanındayım bunu sakın unutma benim canım kızım.

Hiç yorum yok: