24 Kasım 2014 Pazartesi

Doğum hikayem

Sizlere beni anne yapan o muhteşem günü anlatmak istiyorum. 

7 Eylül günü oldukça hareketli ve heyecanlı bir gün yaşadım. Biliyordum artık sadece saatler sonra kızım koynumda olacaktı. Dakikalar hergünden farklı bugün biraz daha yavaş akıyordu. Heyecandan bırakın saatleri dakikaları değil, saniyeleri sayıyordum :) 

Bugün hastaneye gidip. Önce odamızı süsledik son kontrollerimizi yapıp, sana karnımda ki son ziyafetimi yaptırdım annecim :) Sadece bir gün sonra artık karnımdan değl, benim göğüslerimden besleneceksin :) 

Artık son hazırlıkları yaptıktan sonra son kere yemek yiyip yatmalıydım. Doğumum sezeryan şeklinde olacaktı. Neden diye soracak olursanız, kızım karnımda gayet iyi olsa da plesantamız yaşlanmış ve hareketlerimizde günden güne azalma mevcut olmuştu. Hatta artık kızım karnımda kilo almıyor boyu da uzamıyordu. Kızımı orada tutan tek şey suyumuz ama artık oda azalmaya başlamıştı. Şartlar böyle olunca doktorumla bir tarih belirledik. 37+3 günlükken 08.09.2014 tarihinde dünyaya gelmeni öngördük. Sezeryan öncesi 6 saat yemek yemek ve su içmek yasaktı. Bu sebepten en son gece 12 de yemek yedim. Sonra yatağımıza geçtik. Kalbim pır pır atıyordu. Tabi ben gece uyanıp saat 3 de yeniden su içtim yapcak birşey yok çok susamıştım.

Sabah 6 da uyandık. Gece sana kavuşacak olmanın heyecanıyla bir uyuyup bir uyandım. Çok heyecanlıyım canım kızım. Sabah saat 7-7,30 da hastanede olun denmesine rağmen biz trafiğe takıldık. Günlerden Pazartesi olduğunu hiç hesaba katmamıştık çünkü. Baban ayrı bir stres annen ayrı bir stres halindeydi aman geç kaldık diye :) Neyse ki saat 8,30 da hastaneye vardık. Babacığın hemen gidip yatışımızı yaptı. Anneciğin ve anneanneciğin de odaya geçip doktorları beklemeye başladı. Sırayla tüm doktorlar gelip beni ziyaret ediyorlar. Biri damar yolumu açıyor biri ameliyat öncesi benimle konuşuyor işlemleri anlatıyor falan derken fotoğrafçımız geldi :) Doğumumun başından sonuna kadar yanımda olacak olan Tuğba Seval Savaş da geldi. Heyecanlı bekleyiş tabi devam ediyor. Tuğba hanım doğum öncesi bol bol fotoğraflarımızı çekti. Bunlar benim karnımda ki son muhteşem pozlarımızdı.

Bir yandan hüzünlü bir yandan muhteşem dakikalar bizi bekliyor, biliyorum. Seninle geçirdiğim 9 ay da muhteşemdi. Senin içimde olman, seni karnımda taşımak gerçekten paha biçilmez bir duyguydu. Aslında çok stresli bir 9 ay yaşadım ben. Hayatımda geçirdiğim en kötü zamanlardı. Annanemi kaybettim sen daha 4 aylıkken, annem maddi sıkıntılar ve zorluklar çekti anneme destek olmak adına hep çalıştım. Ev satmak için uğraştık ev almak için uğraştık derken 9 ayı tamamladık.

Damar yolum açıldı. Ne yazık ki sezeryan sonrası büyük tuvaletimi belki yapamam diye lavman yapıldı. Derken annene ameliyat önlüğü giydirildi. Evet kızım korkudan ve duygusallıktan ağlıyor annen. Elim ayağım titriyor yarım saat sonra benimle olacaksın ya, bu çok büyük bir stres yaratıyor bende. Aa sakın yalnış anlama seni dünyaya getirebilmek için herşeyimi veririm ama işte birazdan sorumluluklarım artacak belki kendime bile vakit ayıramayacağım günlerim olacak. Sen yanımda olacaksın bu herşeye değer lakin insan korkuyor işte.

Anneni yatırdılar ve götürüyorlar. Doğumumuz spinal aneztezi şeklinde gerçekleşecek. Senin ilk dünyaya çıktığın anları ben görebileceğim. Yalnız panik atağım olduğu için aneztezi doktoru çok stres yaparsan uyutulabilirsin dedi. Dayanmam lazım senin ilk dünyaya geldiğin anlara şahit olmam lazım. 

Anneannemizi ve babamızı son kere öptükten sonra ameliyathaneye alındım. Ameliyat masasına yatırıldım. Burnuma ağzıma birşeyler soktular. Belden uyuşturma iğnemiz yapıldı. Sonra asıl spinal iğnemiz yapıldı. Şimdi uyuşması bekleniyor. Yavaş yavaş bacaklarımda ki his duyusu azaldı. Sanki o bacaklar benim değil, kalçamı ve aşağısını hissetmiyorum. Ameliyat öncesi sondamda takıldı. 

Ve başladı...

Ameliyat masasının yukarıdaki aynadan çok azda olsa görebiliyorum. Canım çok fazla acıyor ama çaktırmıyırum. Çekiştirip duruyorlar. Ne yapıyorsunuz diye sorduğumda uyuştumu diye bakıyoruz diyorlar. Ama yalan söylüyorlar ben görüyorum. Yanımda bir hemşire var o beni sürekli konuşturuyor. Bazen konuşmaya aneztezi doktoru da dahil oluyor. Ve bastırıyorlar. Karnıma doğru bir basınç hissediyorum. Bağırıyorum. Sanırım tüm herkes benim sesimi duyuyor. Noluyor diye sorduğumda bebek geliyor diyorlar. Bu kadar uzun yazdığıma bakma sadece ameliyatın başlamasıyla 3 dakika içerisinde bir ağlama sesleri duyulmaya başladı ameliyathanede. Aneztezi doktoru ve geldi dedi. Yanında ki doktor arkadaşına kız dedi. Bana kızın dünyaya geldi dedi. Ben ise neden ağlıyor diye sordum doktor da bebekler ağlar dedi :)

08.09.2014, 11.44 sularında dünyaya muhteşem güzellikte bir prenses geldi :) 



 Bir havluya sarıp bana verildin. Öptüm kokladım seni doya doya. Sonra tahlillerin yapılmak üzere götürdüler seni. Ve ben artık bir anneydim. 


Senin gelmenle bu hayat benim için daha da canlandı. Sen benim neşem, günüm, gündüzüm, gecem herşeyimsin. 
Sen benim baharımsın. Eylülü bana dahada anlamdıran, evlat aşkını bana yaşatan ilkgözağrımsın. Seni çok seviyorum benim canım kızım. 

Ameliyatım yaklaşık 45 dakika sürdü. Kızım ilk 5 dakika da dünyaya geldi. Kızım yoğum bakım odasına alındıktan sonra benim dikimlerim başladı. Yaklaşık yarım saat sürdü. Yalnız kızım gittikten sonra ben fenalaştım, bana sakinleştirici yapıp uyuttular. 

Ameliyathane çıkışında kocişim ve annem beni bekliyorlardı. Seni sordum babana, odana çıkınca getirecekler dedi. Odaya geçince hemen makyaj yapmaya başladım, hangi akılla bilmiyorum ama fotoğraf çekimlerinde çok güzel olmalıydım :) 

Ve sen geldin. Güneş gibi parlıyordun. Hemşire memeyi tutturdu sende hemen kavrayıp emmeye başladın. Tabi saatlerdiryemek yemiyorsun acıktın dimi biliyorum. Biraz emdikten sonra uyuyakaldın. Bu arada fotoğraflarımız çekildi. Sonra ben odadaki herkesi çıkarttım. Sen ben ve babamız vardı. Birlikte alışma süreci yaşadık birazcık. 

Sonra annenin bacak uyuşuklukları geçince su verilmeye başlandı. Ve sondam çıkarıldı. Artık tuvalete gitmem gerekiyordu. Müthiş bir gaz sancım oldu. Tuvalete çıkmadan eve göndermiyordu doktorlar. 1 gün geçti yok, ikinci gün geçti yine yok. Artık gaz sancısı omzuma vuruyordu seni bile tam tutamıyordum. Emzirirken zaten canım acıyordu birde bu gaz sancısı eklendi. 3 tane lavman yapıldı. Sıcak su torbası verildi. Sürekli yürüyüş zaten yapıyordum derken sonunda lavaboya çıkabildim. Ve ertesi gün taburcu edildik.

İlk eve gelişimiz. Sen yanımdasın benim kucağımda. Minicik ufacık tefeciksin. 51 cm 3180 doğdun ama kıyafetlerinin hiç birisi sana olmuyordu. ilk hafta babayla prematüre kıyafet aramaya çıktık dışarı :) 
Lakin bulamadıkta. Kundağa sarmaya başladık bizde seni. Ama sen yaramaz kızım kundak falan hak getirene :) Daha ilk haftalarında nasıl da o kundağı çözdüğünü hala akıl sır erdiremedim. 

Velasıl bugün seninle geçirdiğim 76. Günüm. İyi ki doğmussun. İyiki Rabbim seni bana vermiş, iyiki benim kızım olarak yaratılmışsın. Seninle herşey harika. Seni çok ama çok seviyorum. Annen olarak her zaman her an yanındayım bunu sakın unutma benim canım kızım.

Bloğuma yeniden merhaba

Merhabalar,

Uzun uzun zaman sonra yeniden yazmaya karar verdim. Belki özlediniz beni, belki de amaan nerden geldi yine dediniz bilemiyorum ama ben size yazmayı çok özledim. Neden mi yasamadım size? Kızım dünyaya geldi. Kızımı büyütürken ayağımı kırdım, yine bu süreçte yeni eve taşındık, koşuyolundan Kadıköy bölgesine. Falan derken bir hayli yoğun 2 ay geçirdim. Sonra ha bugün yazıyım dedim ha yarın yazarım derken gelmiş geçmiş bir üç ay var son yazımdan bugüne. 

Hatamı şişelere daha çok yazarak,daha çok bilgi aktararak telafi edeceğim. Bu süreçte boşmu durdum hayır yeni şeyler öğrendim. Yepyeni bilgiler kazandım. Sizlere aktarmak için sabırsızlanıyorum. 

Bu yazımı kısa bir merhaba, kısa bir özür yazısı olarak kabul edin olur mu? 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

22 Ağustos 2014 Cuma

Kızımızın çeyizi :))


Sizinle kızımızın çeyizini paylaşmak istedim. Bunların hepsini hazırlamak buraya yatıp fotoğrafını çekmek bile ayrı apayrı bir mutluluk ve heyecan oluşturdu bende. Rabbim bunları tek tek giymeyi nasip etsin inşallah. Işte bu kıyafetlerimizin hepsinin annanesi ütüleri ben ne yazık ki çok üşendim. Benden hamile olan anneciklere tek tavsiyem lütfen bu ütü işini son haftalara bırakmayın yoksa yapacak, uğraşacak derman yada güç bulamıyorsunuz kendiniz de. Annem ütüledi bende ay ay kategorilere ayırıp burçlara yerleştirdim eşyalarımızı. Sonra hurçları da kızım için boşalttığım raflara dizdim. Herşey ne kadar heyecanlı değil mi? Bu arada ihtiyaç listesini de paylaşmıştım sizlerle. Geçmişe dönük arama yaparsanız eminim ki bulabilirsiniz. Lütfen resimlerimize bakarken maşallah diyelim :)         

 
    



Dahaaa çooook fotoğrafımız var en yakın zaman da onları da sizlerle paylaşacağım. En azından bloğumu okuyanlara fikir olmuş olur diye düşünüyorum resimlerimiz. Hepinizi sevgiyle kucaklarıyorum. Yarın arayı çok açmadan yeniden görüşmek dileğiyle. 

Sana kavuşmamıza son 19 gün var.

Hayatım da aşık olduğum adamla 3 yıl süren beraberliğimizin ardından, 09.09.2014 tarihinde yollarımızı birleştirmeye karar verdik. 3 yılımız güle oynaya mı geçti tabiki hayır. Zaman zaman kavga ettik zaman zaman ayrıldık ama kalplerimiz birbirinden hiç bir zaman ayrılmadı. Biz biz olmadan yapamadık, tabiri caizse yaşayamadık.

09.09.2014 da hayatımızı birleştirdik ama işte o zamandan sonra içimiz de aslında "ne oluyor, biz ne yaptık? " soruları belirmeye başladı. Evliliğimizin şokunu yaşıyorduk aslında. Ama öyle kolay değildi yaşadığımız şok. Boşanma arifesine bile geldiğimiz an kendimize bir şans daha vermeye karar verdik ve aile psikoloğumuza görünmeye karar verdik. Bunlar sadece 2 ay gibi bir site içerisinde gerçekleşti. 

Peki sonra ne mi oldu? İşte 2 ay sonra hayatımızın en önemli kararını aldık. Artık biz birbirimizden emin olduğumuza göre hayatımız da en önemli adımı atmaya karar verdik. Artık çekirdek aile olmak istiyorduk. Ve bunun için bebek çalışmaları yapmaya başladık. ilk ay yaptığım test negatif çıkmıştı ve hayal kırıklığına uğramıştık. Eşim bana destek oldu bende önemsemeye çalıştım. Bütün belirtileri yaşamama rağmen öbür aya indeksledim kendimi. Öbür ay geldi ve sonuç yine negatif cıktı artık ümitlerim sebepsiz yere tükenmeye başlamıştı. Kendimi annemle beraber türbeler de almaya başlamıştım. Türbelere gidip dualar ediyor, adaklar adıyordum. Oldukça korkuyordum. Annelik duygusunu yaşamayacağım diye. 

İşte tam o ay Ocak ayında hamile olduğumu öğrendim. 

11.01.2014 pazar gunü, son adet tarihime henüz 9 gün kala, kayınvalidemlerden dönerken benim inadım sonucunda tartışmaya başladık kocamla. Ve tam o anda karnımda mükemmel bir ağrı hissettim. Ne oluyor dedim ya çünkü henüz reglime 7 gün varken bu bıçak gibi saplanan ağrılar nedir dedim. O anda tartışmamız bitti ve aşimle nöbetçi eczane aramaya başladık. Erken sonuç veren gebelik testi aldık ve hemen eve döndüm. Son 3 saattir lavabo ihtiyacımı karşılamadığım için hemen testi yaptım. Sonuc başta negatifti yalnız aradan yarım saat geçince ikinci çizgiyi gördüm cok cok silikte olsa. Prospektüsünü inceledim. Yarım saatten fazla gecen sonuçları değerlendirmeyin yazıyordu. Ümitsizlikle içeri geçtim yine değilim yine olmadı dedim. Aradan 4 gün daha geçti. Kasıklarımda ağrılar iğne batmaları zaman zaman devam ediyordu. Eşime 2 adet gebelik testi aldırdım biri erken sonuc veren testti diğeri de normal ucuz testlerden. Erken sonuc veren testi hemen yaptım. İlk baktığımda sonuç negatifti. Aman ya diyerek ellerimi yıkadım tam testi aldım çöpe atcam ikinci çizgiyi gördüm hemde gayet net ve hersey ortadaydı. 

HAMİLEYDİM :))

Tuvaletten çıktım. Ve kocamın kucağına zıpladım. Hayatım da hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Hamileyim hamileyim hamileyim diye evin içinde dönmeye başladım. Eşim tabi inanamadı. Gerçekten mi bebeğimiz mi oluyor diye inanamayarak sorular sormaya başladı tabi oda benimle beraber dolanarak. Eşimin orada, gözlerin de ki o ışıltıyı hiç bir zaman unutamam. 

Bir iki gün sonra kan testiye de hamile olduğumu kanıtladıktan sonra kendimize ,9 ay bizimle beraber ilerleyecek bir doktor bulmak için arayışa geçtik. Ilk tercihimizi Medipol hastanesinden yana kullandık. Daha sonda 13. Haftaya kadar Cevahir hanımla idare ettikten sonra doktorumuzun bize haber vermeden tatile gitmesi sonucu doktorumuzu değiştirmeye karar verdik.

Via hospital da Serpil hocaya geçtik. 15. Hafta dan 32. Haftaya kadar da Serpil hocaya devam ettik yolumuza. Ama sonuc olarak Serpil hocanın da bize haber vermeden iki kere üstüne haftalarca tatil yapması sonucunda doktorumuzu yine değiştirilerek ü, sancaktepe via hospital Tuğba Gürbüz Hanım'a başlamaya karar verdik. Şuanda 36. Haftamızdayız ve çok şükür aynı doktorla yolumuza devam etmekteyiz. 

Hamileliğim bu zamana kadar annem ve eşimin yardımları dolayısıyla oldukça kolay geçti. Gerçi hamileliğin en zoru 30. Haftadan sonra başlıyormuş. Hele sizde benim gibi yaz hamilesiyseniz. Sürekli şişen bir vücut, sıcaktan kaşınan göbek kol ve kısacası tüm organlar, yalancı sancılar, mide bulantısı baş dönmesi aslında hersey ilk üç ayda ki gibi. Hamileliğin en zoru ilk 10 hafta ve son 10 haftaymış yeni öğrendim.

Ve hamileliğim de yaşadığım onca stres, üzüntü sonucunda plesantam 32. Haftamdan sonra yaşlanmaya başlamış. Her hafta bir derece arttı. Plesanta yaşlanması 3 seviyeden oluşmaktaymış. Ve biz şuanda son seviyedeyiz. Yoğun takip gerektiren bir durumdayız. Kızımın sürekli hareketlerini takip ediyorum. En ufak bir azalma varsa yada olursa hemen acile gitmem gerekiyormuş. Kilo alma hızı oldukça yavaşladı. Gecen hafta 300-400 gram arasında bir kilo almışssın bu hafta sadece 100-150 gram aldı. Sanırım artık azalıyor benden beslenemiyor. Doktorum fıtığım olduğu için sezeryan yapmak istiyor ve bunun için verilen tarih şuan için 15 Eylül. Ama bu tarihe kadar beklemesi bir mucize olduğunu da söylüyor. Benim istediğim doğum tarihi ise 11 Eylül'de akılda kalması daha kolay gibi sanki :) ama hissettiğim doğum tarihi ise 1-5 Eylül arası bakalım kızımız bizi yanıltacak mı? 

Ve kızımız şuanda 48 cm 2650 kilo civarında. 36. Haftamızdayız. Çok şükür ki şuan da herşey yerinde. 

Peki ben? Ben çok stresliyim. Kızımın herşeyini hazırladım. Olabildiğince en iyi olan kıyafetler, oyuncaklar işine yarayabilecek herşeyi eşimin de yardımıyla almaya çalıştım. Eşim sağolsun hiç birşeyini eksik koymadı kızımızın. Kızımmm böyle bir baban olduğu için bence çok şanslısın. 

Neden mi? Ben baba sevgisi nedir hiç bilmedim hiç görmedim. Annem sağolsun hem baba hem anne olmaya çalıştı. Annanem sağolsun herşeyimle ilgilendi. Ama nerde babam neden bana sahip çıkmadı neden hayatımın hiç bir yanında hiç bir anında yer almadı? Düğünüm de bile sadece 10 dakika bulundu. İşte tek duam Rabbim seni babandan hiç bir zaman ayırmasın. Sen benim yaşadıklarımı asla yaşama, sen şükretmeyi bil ve ne olursa olsun babana herzaman sarıl.

Bu yazımı bugun değilse bile birgün okuyacaksın bundan eminim. 

Sen bizim minik aşk meyvemizsin. Sen bizim ilm göz ağrımızsın. Sen gerçekten birbirine aşık, her geçen gün daha da aşık olan iki gencin sevgisi sonucu oluşan, bizi birbirimize daha da çok bağlayan en değerli hazinemizsin. 

Kızım çoğu zaman Hena mı İlay mı bu iki isim arasında kaldığımızı düşünüyorum. Babacığım iki isim koymamızdan yana ama ben tek isim olsun istiyorum. Son kararı babaya bıraktım bakalım ismin ne olsun isteyecek. Ama biz seni bu aya gelene kadar Hena, Hena diye sevdik bilgin olsun.

Rabbim ol dedi üfledi ve sen geldin annenin karnına yerleştin.bu benim için çok özel ve çok kutsal bir görev. Rabbim bizleri kadınları ne kadar çok seviyor ki sizleri bizim karnımıza emanet ediyor. Doğum nasıl güzel nasıl farklı bir olgu ki o küçücük yerin içinde büyüyorsun ve gelişiyorsun. Hatta ben bunları yazarken bile içten içe annenle berabersin tekmelerinle İnan bana can veriyorsun. 

Kızımmmm, bizim canımızsın sen. Doğumuna sadece günler kala daha da heyecanlanıyoruz. Yatağını kurduk geçen gün babanla. Her sabah sana günaydın diyerek güne başlıyoruz. Bebek arabası salonun orta yerinde sanki o arabanın içinde sen varmışsın gibi babanenin ördürdüğü battaniye ile örttük üstünü. Aman hee sakın üşüme. 

Geçen gün sophie zürafa diye bir oyuncak aldım sana. Babanla bu yüzden birazcık kızıştı aramız ama olsun sen yine de değersin herşeye. Babacığın çok oyuncak alınmasından taraftar değil çünkü uzmanlarda öyle söylüyor ama anneciğin dayanabilir mi dayanamıyor işte. Ben ki alışveriş yapmayı çok seven kişi, inanırmışım en son ne zaman kendime kıyafet aldığımı unuttum. Tüm dünyamın odak merkezinde sen varsın. Hele oyuncakların, hele biberonların yokmu dokundukta onlara yaşadığım sevgi selini görmen lazım bilmen lazım.

Seninle bazen oynuyorum. Getirip ayağını dayıyorsun ya karnımın ortasına, pıt diye ben vuruyorum sonra sen gücünü topluyorsun şak diye bide sen vuruyorsun ya işte seninle oynadığım en muhteşem oyun bu. Bence sende içerden benimle oynuyorsun. Amaaan o daha bebek ne anlar deseler de ben biliyorum sen beni çok iyi anlıyorsun. Nerden mi biliyorum? Ben üzülünce şak veriyorsun alttan sancıyı anlıyorum ki sende benimle beraber üzülüyorsun. Yapma kızım sen üzülme. 

Bu arada babacığınla aranda ki ilişkiye gerçekten hayranım. Ne çok seviyorsun sen babanı. Sabah uyandığımızda babanın sesini duyduğun an tekmeler yağdırıyorsun annenin karnına. Yada baban akşam işten eve geldiğin de aynı durum yine tekmelerinle babana merhaba diyorsun. Bu yaptıkların kocişin çok hoşuna gidiyor her seferinde gözleri doluyor baban seni çok seviyor kızım.

Bir de annanemiz var ki, mükemmel yemekler yapıyor. Senin üzerinde şimdiden çok hakkı var. Sen annanenin yemekleriyle bu zamana kadar büyüdün. Bence büyüyünce bir teşekkür borcun var ananeye. Evimizin en kral aşçısıdır kendiler kügerçekyen mükemmel yemekler yapar. Bu arada tüm kıyafetlerinin ütüsünü de yine annanen yaptı açıkcası ben çok üşendim ütü yapmaya. Kızım öyle eğlenceli birsey değil bu ütü yapmak. Ben hiç sevmem bakalım sen sevecek misin? 

Evimizin tatlı prensesi, sana kavuşmamıza sadece 19 gün kaldı. Hasretle özlemle bekleniyorsun. Yatağın, kıyafetlerin, oyuncakların, biberonların, sütün :) bile hazır. 

Gelde ışığımız ol aydınlat bizi, gelde evimizin neşesini daha da arttır, gelde kocama en güzel hediyeyi seni vereyim. 

Sen benim kocama verebileceğim en değerli hediyem armağanımsın. Bana annelik duygusunu yaşattığın için, çocuk yapmanın bu kadar zor olmadığını 9 ay boyunca ne çekersen çek sonra herşeyini unutulacağım gösterdiğin için binlerce kere teşekkür ediyorum. 

Seni çoook ama çok seviyorum 

Sevgili annen.

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Çanak restaurant

Dün eşim, annem ve ben hepimizin gittiği ve yemek yediğimiz üstüne üstlük lezzetinden çok etkilendiğimiz restaurantla sizi tanıştırmak istiyorum, ÇANAK RESTAURANT.

Tadıyla tüm gazetelere ve gurmelere ün sanmış bir Restauranttır bu ismi geçen geçen restaurant.
Gaziantep lezzetleriyle bizi karşılıyor. 
Önce sipariş veriyorsunuz arkasından ikramlarıyla servis yapıyorlar. Tulum peyniri, siyah ve yeşil zeytin yanında da ince pidesiyle gayet şık ve lezzetli bir sunum sunuyorlar biz değerli müşterilerine.
Arkasından siparişiniz geliyor ve gerçekten hiç bir yerde yemediğiniz lezzet sizi kendisine bir daha çekmeye yetiyor. Garsonların ilgisi de cabası. 

Diğer restaurantlarda ki gibi paranla rezil olmadığın kendinizi özel hissettiğiniz yerde olduğunuzun verdiği güvenle yiyeceklerinizi yiyorsunuz.

Yemeğiniz bitti. Peki şimdi Türk usulü bir tatlı mı yemek istiyorsunuz? Yemeğin arkasından da mükemmel gider ki buranın yemekleri çok çok fena doyurucu olduğumiçin bence hafif bir tatlı yemenizi tavsiye ediyorum.

Peki ne mi bu tatlının ismi =))) evet artık uzatmıyorum söylüyorum, evet bu tatlının ismi KATMER.
İnce bir hamurun içine döşenmiş Antepfıstıklarıyla içi oldukça doldurulmuş, üst tarafı yine Antepfıstıklarıyla süslenmiş bir şekilde size geliyor. Şerbeti nerede yok denecek kadar az ve oldukça hafif bir tatlı özelliğini taşıyor.

Eğer ki yolunuz Çanak Restaurant'a düşerse mutlaka katmer yemeden gitmeyin.

Peki nerede bu çanak restaurant? 
1. Şubesi, Acıbadem'de. Acıbadem caddesi No: 115 Acıbadem/Kadıköy/İstanbul
2. Şubesi, Göztepe'de. T. Mehmet Efendi caddesi Rıdvanpaşa sokak No: 17 Göztepe/ İstanbul 
Telefon: 0216 411 14 15- 0216 565 01 11-12

Biz dün Acıbadem şubesindeydik. Göztepe de ki şubesi nasıl bilmiyorum ama gideniniz varsa burada eleştiri yada olumlama yapabiliriz gidecek olanlara yardımcı olmak için. Telefonlar la aranarak rezervasyon da yaptırabilir, hatta paket servis seçeneğini de değerlendirebilirsiniz. 

Hepimize afiyet şeker olsun =))

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Uyku arkadaşımız

Merhabalar,

O kadar yoğunum ki bebeğimin eksiklerini tamamlamak adına, bütün gün netten araştırma yapıyorum ne iyi ne kötü ne almalıyım ne almamalıyım ne gerekli ne gereksiz diye sürekli bir araştırma içerisindeyim.

Hatta artık annen dalga geçiyor. Kızım sana para ödül falan verilmesi gerekir günün en az 8 saati netten araştırma yaparak geciyorsun diyor. Gerçekten öyle. Kızım çok ama çok değerli benim için. Evet henüz anne olmadım ama şimdiden başladım annelik duygularını hissetmeye.

Hena'm için ne yararlı ne zararlı mutlaka araştırmam lazım. Kitaplar okuyup kendimi geliştirmem lazım. Ama bu süreç beni o kadar yordu ki, araştırma süreci artık öğleleri kendime de zaman ayırmak istiyorum.

Neyse...

Kızıma son olarak uyku arkadaşımızı aldık. Playskol markası ve ışıklı, sabah ve öğlene göre ayarlanabilen toplamda 7 farklı müzik kayıtlıdır. Araştırmalarım neticesinde doğumdan itibaren alınması gereken bir oyuncakmış. Çocuklarda motor becerisini arttırıyormuş.



Ben tüm ebeveynlerin almasını tavsiye ediyorum bu oyuncağı. Çünkü gerçek anlamda çok güzel ve çok yararlı.


23 Haziran 2014 Pazartesi

Yeni doğacak olan bebeklerimiz için ihtiyaç listesi

Uzun uzun zaman arkasından sonunda kavuştum sizlere.

yahuu ne zormuş bu bebek için yapılması gerekenler? Al al bitmiyor, plan yapa yapa planlar bitmiyor, alacaklarımız azalacağına daha da daralıyor: Zaman gittikçe daralıyor. Şuan tam olarak 79 günümüz kaldı. 

İnanabiliyor musunuz? Tam olarak 79 gün sonra Hena'm Rabbimin izni ile kollarım da olacak. 

Tabi her bebek gibi günün de gelmeyi becerebilir se =)) şuan da 28. haftamızın içerisindeyiz. Her şey çok şükür yerinde gidiyor, kızım maşallah çok sağlıklı hiç erkenden gelecekmiş gibi durmuyor ama korkuyorsun yani, ya erkenden gelirse?

Sonuçta hiç bir şeyin garantisi yok bu hayatta. O yüzden biran önce her şeyimizi bitirmemiz gerekiyor. Düğün stresinden daha stresli bir olaymış. Her şeyi olsun istiyorum kızımın. Her şeyin en iyisi kızımın olsun istiyorum. Annelik böyle bir şeymiş sanırım. Her şeyden önce kuzun yavrun geliyor. 

İnternete kendime alışveriş yapmak için giriyorum ki bir bakıyorum yine bir sürü şeyi kızıma almışım ve ben yine kendime almadan çıkmışım. Pişman mıyım? Haşa sadece kızımı çok özlüyorum. Ve biran önce bitsin geçsin istiyorum şu 10 haftada kızımı öpeyim koklayayım sarılayım doya doya.

Tabi buraya yazmadığım zamanlar da inanın aslında siz değerli okurlarım hep aklımdaydınız. Ve özellikle benim gibi yeni anne olacaklara ve hazırlıklarının neresinden başlayacaklarını bilemeyen anne babalara uzun ama baya kapsamlı bir liste hazırladım. Bu süreçte inanılmaz yardımcısı olacak bir liste bu elimde ki liste. 

Kapsamlı  oluşundan ötürü fazlaca olan gereksiz olan ürünler de var. Benim size tavsiyem bu 5 sayfayı yazıcıdan çıkartın. Ve  direk elinizin altında olsun. Aldıklarınızı yanına tik atın. Bu şekilde hem gereksiz harcamalar yapmazsınız, hem de ne eksik ne fazla olur alacaklarınız. 

Şimdiden bu sürece giren yada girmek üzere olan tüm anne ve baba adaylarımıza kolaylıklar diliyorum. Biz çok şükür bu listenin çoğunu bitirdik ufak tefek şeylerimiz kaldı onları da artık hafta sonları hallederiz inşallah.

                                                  İHTİYAÇ LİSTEMİZ

HENA İÇİN

* Alttan ya da yandan çıtçıtlı kısa kollu body

* Penye, bol, ayaklı, beli sıkı olmayan ve uzun kollu tulum
(ayaklı olması çok faydalı, günün her saati bu tulumlar işe yarıyor, mevsime göre kadife olanları da alınabilir içine çorap ve pijama yada ayaklı tulumu giydirince bebek ısınıyor.)

* Ayaklı pijama altları (penye- kadife)

* İç zıbın 2 adet yeterli (çok çabuk büyüdükleri için)

* Hastane çıkışı tk. (2 ad) (zaten dış zıbını oluyor)

* Uzun kollu body 3-4 adet

* Her boy tulum 3ad.

* Çorap, yün patikler

* Yün ve penye yelekler 3-4 adet

* Yün hırka 2 ad.

* Özellikle süyeterler çok kullanışlı oluyor omuzdan düğmeli yün 2-3 ad.

* Minik penye önlükler 7-8 adet (iyi emici olanlarından)

* Penye şapka, eldiven (ev içinde bile mevsime gore gerekmekte, banyo sonrası özellikle başları çabuk ısı kaybediyor, eldivenleri emzirirken çıkarmalı ama)

* Mermerşahi (ince tülbent) bezler büyüklerden 3 küçüklerden 10 12 adet, bebekleri kolda taşımak, gazını çıkarmak vs için.

* Banyo havlusu 3 adet

* Banyo havlusu içine tülbent (mothercarede çok hesaplı ve iyi su emenleri var)

* Penye battaniye 3-4 adet (bebekler çok kustukları için çok gerekli oluyormuş)

* Örgü / bebek yünü battaniye 2 adet

* 1-2 adet peluş battaniye

* Uyku arkadaşı

*Birkaç adet kundak ( kundağa sarmak isteyenler için.)


NOT: kıyafetlerde 0-3 ay sonrası için de ufak bir stok yapmak iyi oluyor, özellikle penye tulumlarda.



EŞYALAR

* Banyo küveti, küvet içi yatırma (uzanma) aparatı, file yerine havluda alınır oturmaya başlayınca kaymaz kullanılır.

* Banyo termometresi, vücut ve baş şampuanı (sebamed iyisi)

* Vücut derecesi (digital kol altı en uygunu)

* Bebek termoforu (gaz sancısı ve karın ağrısı için belki olabilir)

* Pişik kremi ilk zamanda yeterli (nivea çok iyi), bebek yağı (sebamed) ilk aylarda kullanmamalı teni için zararlı. (1 aydan sonra kullanabilirsin)

* Yeni doğan bebek bezi (prima)-bebekler çok çabuk büyüyor o yüzden stok yapılmamalı.

* Canbebe alt değiştirme örtüsü

* Uni yenidoğan ıslak mendil (sulu pamuk saf oraganik) stok yapılmalı çok kullanışlı

* Saç fırçası, tarağı, tırnak makası ve bebek törpüsü (ilk aylarda kesmek zor, törpü daha iyi)

* Bebeği taşımak, gün içinde üstünde uyutmak, emzirmede destek vs için uygun boyda ince minderler (kare ve ince uzun dikdörtgen şeklinde olan) kendinizde dikebilirsiniz -


BENİM İÇİN

* Doğum yakın olunca su geçirmez yatak koruyucu kullanmalı.

* Disposeble külot (tek kullanımlık) (hasta bezi için)

* Emzirme sütyenleri (penye, son haftalarda satın almalı)

* Emzirme atleti, normal külot (renkli göbek üstü al doğumdan sonra rahat etmek için)

* Emzirme pedleri ya da avent göğüs hazneleri)

* Göğüs kremi (lansinoh en iyisi, emzirme başlar başlamaz kullanılmalı, ilk hafta yara olması çok olası çünkü) hatta öncesinde kullanmalı ki sonrasında çok sorun yaşamamak için fakat göğüs uçları çok uyarılmamalı erken doğuma sebep olabilir.

* Emzirmeye uygun gecelik (kısa kollu doğumdan sonra daha iyi oluyor. Tansiyon ölçümü yapılıp, serumda takılabileceği için), önden düğmeli beli sıkı olmayan pijamalar (lohusa pijamaları kullanışlı olmuyormuş) sabahlık ve kıyafetler

* Emzirme yastığı (ay şeklinde), ya da hamilelikte de kullanılan sosis yastık (sezaryen olursa emzirmek zor oluyor bu yastık iyi bir destekleyici)

* Kırmızı saç bandı
* Antibakteriyel el temizleme jeli (hastanede kalkamayınca bebeği tutmadan önce kullanmak için)

* Klasik orkid ped ve hasta pedi hastaneden vermiyorlarsa al (bebeğin bezide olur)

* Yatak koruyucu (uzun dikdörtgen olanlardan hasta bezine benzeyen (yatağa kan vs. geçmemesi için), bebeğe alınan koruyucu uygun olursa kullanılabilir)

* Çorap (pijamalara uygun), terlik (beyaz kapalı ev terliği yıkanabilen al hastaneden sonrada çamaşır sulayıp kullanılır)

* Gerekirse göğüs pompası (medela ya da avent, hastane tipi kiralanması da çok uygun çözüm olabiliyor) ve süt poşetleri (lansinoh öneririm) (doğumdan sonra alınabilir duruma göre... )


HİJYEN VE BESLEME

* Sterilizatör (en az 2-3 biberon ve aparat alacak gibi, sadece emzirseniz bile bebek kaşıkları, emzikler vs için şart, mikrodalga modelleri çok daha ekonomik)

* Minik plastik bebek kaşıkları 2-3 adet

* Kirli çamaşır kutusu, torbası

* 1 yenidoğan biberonu (avent yada “dr brown ince uçlu silikon içinde uzun plastik çubuklu dar ağızlı olan”) anne memesine yakın olan ince uçlu dar ağızlı olanları tercih edin

* Emzik (özellikle silikon, damaksız dişleri çıkana kadar kullanılabilir. emme dürtüsünü kuvvetlendirmek için)

* Sütü artırıcı humana still tee (eczaneden al)

* Bebeğin eşyalarını “dalan roxy matik (sabun tozu)” ile yıkanabilir ve iyi bir markanın bebe yumuşatıcısı (az miktarda) kullanılabilir. (Narbebe.com adresinden de alınabilir hem uygun hemde sorunsuz teslim yapılıyor güvenilir bir siteymiş.)


BÜYÜK EŞYALAR

* Bebek beşiği (park yatak) yada evin durumuna göre oda takımı

* Lastikli çarşaf ve koruyucu 3-4 adet

* Bebek pikesi, uyku seti

* Odada ufak bir gece lambası (kırmızı tercih edilmeli anne karnındaki yaşantısına en uygunudur ve rahatlatıcı özelliği var bebek için)

* Ana kucağı (ilk 9-10 ay evde gündüz uykularına, bebekleri oyalamaya, dışarıda gezdirmeye, arabada sağlam bir şekilde bağlamaya vs. yarayan önemli bir eşya, kimileri bebek arabaları ile kombine satılıyor)

* Puset

* Kanguru (ilk 1 aydan sonra kısa süreli gezmeler için keyifli olabiliyor, tamamen tercihe kalmış. sadece kaliteli bir model seçilmeli)

* Kapı süsü

BENİM ÇANTA HAZIRLIĞIM

-1 adet pike takımı

-Yatak koruyucu

-2 adet emzirmeye uygun gecelik,1 ad. Sabahlık,2 ad. pijama takımı

-Pijamaya uygun; 4 adet çorap

-1 adet terlik

-Yelek, hırka, patik, yün içlik

-3 adet emzirme atleti, 2 adet emzirme südyeni, 5 adet külot

-Disposeble külot (tek kullanımlık)

-Göğüs ucu pedi, kremi

-1 paket klasik orkid ped ve hasta pedi

-Tarak,diş fırçası-macunu,bakım ürünleri olabilir

-Anti bakteriyel el temizleme jeli

-Sütü artırıcı humana still tee

-Eve dönüş için emzirmeye uygun kıyafet

-Ayna


HENA'NIN ÇANTASI

-2 takım hastane çıkış seti

-2 iç zıbın takımı, 2 adet alttan çıtçıtlı body (bebeğin göbeğinden kan gecebilir diye fazla eşyalar. Hastanede giydirmek için zıbın istiyorlarmış)

-2 adet patik, 2-3 adet çorap

-3-4 adet önlük

-Havlu bebek mendilleri, çok amaçlı kullanım için ince tülbentlerden birkaç adet

-2 adet yelek,1 adet hırka

-Bebek için çarşaf (battaniyesiyle hastane çarşafına koymamak için)

-2 adet penye battaniye, 1 ad. yün battaniye

-Alt değiştirme örtüsü yastıklı - kumaş olan ve alt değiştirme örtüsü

-Yeni doğan bebek bezi

-Pişik kremi, ıslak mendil 2 paket

-Emzirme yastığı (ay şeklinde olan)

-1 adet emzik

-1 yenidoğan biberonu

-Sterilizatör

-Ana kucağı

-Süt sağma makinesi


DİĞERLER İHTİYAÇLAR

-Kamera,fotoğraf makinası

-Konuklara ikramlık bebek şekeri,çikolata

-Islak mendil, kolonya

-Çay kaşığı, plastik kaşık-çatal, tabak, bardak

-Tuvalet kağıdı,kağıt havlu,sıvı sabun

10 Haziran 2014 Salı

Ayça Kaya tarifleri

Merhabalar,

Ben Ayça Kaya'nın tariflerine bayılıyorum. Eğer sizde benim gibi Ayça Kaya'nın fanıysanız =)) bu tariflerimi mutlaka not edin. Nette bulamayacağınız tarifler burada. Kitabında var mı bilmiyorum henüz ikinci kitabını utanarak söylüyorum ki, okuyamadım. Neyse bunlar gerçekten diyet tarifleri ve bizleri ciddi anlamda tok tutan tarifler.

Zayıflatan Vişneli Yulaf

Malzemeler;
1 bardak çekirdeksiz taze vişne
3 yemek kaşığı yulaf kepeği
1 bardak yoğurt
1 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu
Birkaç dal taze nane

Yapılışı; 
Bir kabın içerisine malzemelerin tümünü koyup karıştırın ve tüketin.


Sindirime Yardımcı İçecek

Malzemeler;
1 yemek kaşığı kekik
1 yemek kaşığı rezene
1 yemek kaşığı yeşil çay
1/2 limon

Yapılışı;
Bir demlik içerisinde kaynayan suyun üzerine malzemelerin tümünü ilave edin, üzerine 1 limonu 4 parçaya ayırıp ilave edin ve 1 yarım limonu sıkıp karıştırın, 5 dakika bekletip tüketin.


Hamursuz Mantı

Malzemeler;
4 adet kabak
4 adet havuç
1 kase yoğurt
3 diş sarımsak
200 gr. kıyma
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı sumak
Kuru nane
Karabiber

Yapılışı;
Kabakları ve havuçları yuvarlak doğrayın, buharda haşlayın. Kıyma ve soğanla birlikte kavrulur. Sarımsaklı yoğurt yapın. Kabakları ve havuçları tabağın altına yerleştirin, üzerine sarımsaklı yoğurt dökün, kavrulmuş kıymayı en üste koyun, nane ve sumakla süsleyerek servis yapın.





Hamursuz mantı nasıl olur dedik annemle. Vee annemin elleri dert görmesin ki bugün kalkıp bize hamursuz mantıyı yaptı. Nasıl mı dersiniz? Kıyma, yoğurt, kabak olayı mükemmel olmuş, lakin ne kadar sarımsak koyduysak ta o havucun tatlılığı gitmemiş. Bana farklı bir lezzet geldi. Ama sonuc olarak beğendim. Gayet tokum. Yemek yiyeli 3 saat olmasına rağmen hala acıkmadım. Hee ekmekte yemedim yanında. Hamileyim ama formumu korumam lazım değil mi =))



VEEEE KESİNLİKLE EN LEZZETLİ VE YAPMAK İÇİN PAZAR GÜNÜNÜ BEKLEDİĞİM EN MUHTEŞEM TATLI TARİFİ. LÜTFEN NOT EDİN....

Rulo Pasta

Malzemeler;
15- 20 adet kuru hurma
10-15 adet kuru kayısı
1 yemek kaşığı kakao
10 adet dövülmüş badem
2 adet dövülmüş ceviz
1 yemek kaşığı hindistancevizi
1 tatlı kaşığı tarçın

Yapılışı:
Hurma ve kayısıyı haşlayın, hurmanın çekirdeğini çıkarın zarını soyun, kayısı ile birlikte rondodan geçirin. Kakako, tarçın, badem ve cevizi ilave edin ve tüm malzemeyi yuvarlayarak streç filme sarın, buzdolabında bekletin, servis yaparken üzerine Hindistan cevizini serpin.


Unsuz Ispanak Böreği 

Malzemeler;

1 kg. ıspanak
1/2 demet maydanoz
1/2 demet yeşil soğan
200 gr. az tuzlu beyaz peynir
Kırmızıbiber
3 adet haşlanmış patates
1 su bardağı az yağlı kaşar peyniri

Yapılışı;
Ispanakları kaynar suya batırıp çıkarın, iyice sıkın, ince doğrayın. Soğan ve maydanozu doğrayın, peyniri rendeleyin ve tüm malzemeyi karıştırın. Yağlı kağıtlı fırında 200 derecede 20 dakika pişirin. Üzerine kaşar peyniri ekleyin, kaşarlar kızarınca fırından çıkarıp sıcak servis yapın.


Herkese diyetli günler sağlıklı gülücükler dilerimmm =)

6 Haziran 2014 Cuma

Şems Arslan'ın tariflerinden

Şimdi size televizyon izlerken rastladığım ve yine hayran kaldığım güzellik uzmanı aynı zamanda kimya mühendisi olan, kesinlikle idiolüm olan Şems Arslan'ın tariflerinden seçmeler paylaşmak istiyorum.

CİLT GENÇLEŞTİRİCİ KREM

1 adet muz
1 adet avakado
2 adet kayısı
1 bardak maden suyu
1 adet yumurta akı

Tüm malzemeler bir kapta karıştırılır ve haftada bir kez olmak üzere cildimize sürülür. Inanılmaz etkiye sahip olan bir karışımdır. Denedim. Ve suratım da önce gerginlik sonra da pamuk gibi yumuşaklık oluştu.

KARIN YAĞLARINI PARÇALAYAN KREM

250 gram tereyağ
50 gram mayonez
1 tatlı kaşığı hardal tozu

Tüm malzemeler bir kapta karıştırılır. Ve başta göbek bölgemiz olmak üzere, basenlerimize ve kalçamıza sürebiliriz. Denemedim ama Şems çok tavsiye etti. En yakın zamanda deneyeceğim.

GÖZ ALTI MORLUKLARINI AZALTAN MASKE

1 dilim kavunun suyu
1 çay kaşığı arı sütü

Tüm malzemeler bir kapta karıştırılır ve akşamları yatmadan göz altlarına masaj yapar şekilde uygulanır. Göz altların da ki morlukların zamanla yok olduğunu göreceksiniz. Ceyda Düvenci bile bu karışımı oldukça merak etti ve hazırlanan karışımı hemen alıp sakladı :)) bence denememizde fayda var :)))

LEKE GİDERİCİ BADEM SÜTÜ SABUNU

500 gram badem sütü
Katranlı kükürtlü sabun
1 çay kaşığı bal
Yarım litre ılık su

Karışım yine bir kapta karıştırılarak güneş lekesi olan yerlerimize masaj yapılarak sürülür. Benim hamilelikten ötürü az da olsa suratımda güneş lekeleri oluştu. Sanırım bu karışımın etkisinden olsa gerek ki lekelerim azaldı. Yine şiddetle tavsiye edilir. Özellikle hamile olan bizlere :))

Bu arada badem sütünü evde kendimiz yapmamız bence daha yararlı. En kötü ihtimal yapamazsak eğer aktarlara başvurmalıyız.

Güzel günler diliyorum herkese :))

2 Haziran 2014 Pazartesi

Hena'ma mektubum var.

Canım Kızım;

Meğer sanaymış yolculuğum. Bir gün kendime neden yaşadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı başımdan geçen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta. Bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum, bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım.. 

Yalnızlık, yabancılık, haksızlık dünya kederleri bir olup yüklenmişlerdi bir gece kalbime. Balkona çıktım, dördüncü kattaydım.soğuk bir kıs gecesiydi. Demirleri tuttum caddeyi seyrettim ağlayarak. Göreceksin insan nasıl acır kendine böyle anlarda... Yüz yirmi dokuz numaralı otobüs geçiyordu ve bir kız köşedeki benzinciden çıkmış; elinde bira şişesi ağlıyordu, uzundu sacları.kaldırıma oturdu elindeki bira şişesini karşısındaki saat kulesine fırlattı. Saat oniki'ye on vardı ve belli ki ikimizinde canı çok yanmaktaydı...
Annem geldi aklıma bir Pazar dönüşü elimi avucunun içinde kavrayışı ve bana doğumumu anlatısı. Yalnızmış sancıları geldiğinde; çok korkmuş ya başaramazsa diye. Balkona çıkmış insanları seyretmiş başka kadınlarda çekti bu sancıyı diyerek ve başka insanların acılarından güç alarak doğuma girmiş. Doğduğumda yaptığı ilk şey saate bakmak olmuş. Saat öğlen oniki'ye on varmış. İşte böyle demiştim kendi kendime; buraya kadarmış. Sonra çilekli pastayı, çaldığım vişneleri, limonlu dondurmayı ne çok sevdiğimi düşündüm. Saclarımı uzatacaktım, para biriktirip yollara çıkacaktım ve bir daha hiç yirmi üç yaşında olmayacaktım. Büyük kararlardan önce mutlaka bir gece beklemeli eğer sabah aynıysa her şey o zaman düşünmeli bitirmeyi bir hikayeyi.. Ertesi gün güneşli bir sabahtı; çoktan düşmüştü ruhumun ve kederimin ateşi...

O günden sonra neler oldu bir bilsen...sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki. Çok korkuyorum severmisin acaba beni? İyi bir anne olabilecek miyim? Koruyabilecek miyim seni? Kalbimde ve zihnimde biriktirdiklerimi eksiksiz iletebilecek miyim sana?

Takvimler bir sonbahar çocuğu olacağını söylüyor. Annende sonbaharda doğmuş bir bebekti. Bu mevsim hüzünlüdür kızım ve çok sever güneşi.şuanda minicik tekmelerinle ben burdayım diyorsun. Gelişine az kaldı. Seni sevinçle beklerken odanı hazırlıyoruz hevesle.ama ne yazık ki odan kadar sessiz ve özenli bir ülkeye gelmiyorsun. İsterdim ki benim gördüklerime sen şahit olma ama onlar sana bile yetişti. Geleceği zamanı kendi seçen biri olarak güçlü ve bendende önde olacağını biliyorum umarım sende seversin karıncaları, kedileri ve kelebekleri. Ben babasını çok özleyen bir çocuktum dilerim sen ayrı kalmazsın seni sevinçle bekleyen babandan....

Anneler ve babalar tanıyacaksın bizden başka. Oğluna söz verdiği bisikleti alamadığında notalarla oğlunun adını yazan bıyıklı yorgun babaları, ya da kendi giyemediği mavi yirmi üç nisan elbisesini sabaha dek uyumadan kızına diken anneleri, sonra kendinden başkasını düşünmeyenleri, kendi öfkesinde boğulanları ve yalancıları tanıyacaksın. AŞk'ı tanıyacaksın bir gün, kalbim kırılacak ve belki kıracaksın birilerini... İyi bir tamirci ol kızım, çabuk onar kırdığın kalplere ve çaresiz kalma kendi kırık kalbine. Sen şimdi kendi öykünü yazmaya geliyorsun.

Hayat iki seçenek sunuyor: ya payına düşen kederi parlatacaksın; ya da ömrünle iyi geçinmeye bakacaksın. İkincisini tercih edersin umarım...
Bana öğretildiği gibi kızım; öğrendiğin çiçek adlarını unutma, kelebekleri kitap arasında kurutma, kin büyütme kalbinde ve incitme kimseyi...
Dilerim dünyaya geliş nedenini sen çabuk bulursun.yolun acık olsun...

Annen

27 Mayıs 2014 Salı

Bisiklete binmek

Çağımızın yeni spor adayı olarak gördüğüm pasif değil aktif olarak kullanılmasını tercih ettiğim yeni sporum bisiklet.

Peki neden mi bisiklet?

Bunu maddeler halinde sizlere açıklamak istiyorum. 

1. CİDDİ DERECE DE KALORİ YAKMAMIZI SAĞLAR.

Bilinen şeyin aksine yürüyüşten daha fazla kalori yakmamıza yardımcı olur. Yaklaşık 60 kilo olan bir bayan, tempolu 1 saat bisiklet yaklaşık olarak 500 kalori yakmamızı sağlar. 1 saat tempolu yürüyüş ise sadece 300 kalori yakmamızı sağlar. Sonuç olarak bisiklet, kilo vermek isteyenler için daha yararlı bir spor olarak gözükmektedir.

2. KALP SAĞLIĞIMIZI KORUR.

Yüksek hızda ve tempolu bisiklete binmek, vücudumuzda kan pompolanmasına yardımcı olur buda kalbimiz için oldukça yararlıdır. Kalp atış hızını artırır ve yüksek tansiyonu önler. Gördüğünüz gibi bisiklete binmek sadece formda kalıp zayıflamamızdan çok aynı zamanda bizi korumaktadır.

3. KASLARINIZIN GELİLMESİNE YARAR SAĞLAR.

Bacaklarınızla pedalları çevirirken hem ana kaslarınızı hemde diğer kaslarınızı geliştirirsiniz. Bisiklete binerken aynı zamanda metabolizma hızını da artırırsınız. Kaslar gelişebilmek için kaloriye ihtiyaç duyarlar bu sebepten ne kadar çok kasınız var ise o kadar çok kolari yakarsınız. Aynı zamanda bisiklete binmek diz ağrısınada iyi gelmektedir. Kaslarınızı ve eklemlerinizi geliştiirdikten sonra, daha rahat yürüyüş yapabilme olasılığı bulursunuz.

4. PARANIZI BİRİKTİREBİLİRSİNİZ.

Bisiklete binmek arabaya binmeye benzemez. neden mi :) çünkü bisiklete binerken benzin değil, yağ yakarsınız, kalori harcarsınız. Böylece benzine ve otoparka vereceğiniz para da cebiniz kalmış olur. Ve yine siz avantajlı olmuş olursunuz. Lakin bunların hepsini yaparken, bisikletiniz için kaliteli bir kilit almayı unutmayın. 

5. ÇEVRENİZİ KORUYUN

Bisiklete binerek, sera gazı salınımını önlemiş oluyorsunuz.

6. STRESTEN UZAK TUTAR 

Trafik derdinin olmadığı tek ulaşım aracı bisiklettir. Böylece trafik stresiniz olmaz. Gideceğiniz yere varış hızınız trafiğe bağlı kalmayıp, sizin gücünüze ve bisikletin hızına bağlıdır.

Ama ne yazık ki ülkemiz bisiklet yolları bakımından çok geri kalmış bir ülkedir.
Ülkemiz ilerlese ne yazık ki yaya olarak bizler bisiklet kullanan insanlara saygı duymuyoruz. Bizler aslında ciddi olarak saygısız ve bencil insanlarız. Ne evcil hayvalanlarımıza saygı duyuyoruz ne de bisiklet kullanan bizlere.

Düşünüyorum, yarın Türkiye'nin her yerinde bisiklet yolları olsa ne olur, insanlarımız o yollardan yürür. Yada arabalar gelir oraya park ederler. Tıpki engelli vatandaşlarımız var olan yürüme yollarının engellediği gibi. Sonrada dolaşırız etrafta biz ilerlemiş biz gelişmiş bir toplumuz diye. Yok öyle birşey. Keşke ilerlesek keşke ülkenin sahipleri biz olmadığımızı anlayabilsek. 

Ülkemiz de var olan trafik, özellikle İstanbul' da var olan trafiğin tek çözüm yolu acilen bisiklet yollarının çoğaltılmasıdır.
Fenerbahçe'den tee Pendiğe kadar yer alan bisiklet yollarını İstanbul'un her noktasına yapılması gerekmektedir. Daha sonra güzel ülkemde bisiklet yolları genelleşmelidir. Bu konuda yazımı okuyan herkese sesleniyorum. 

LÜTFEN BİSİKLET YOLLARINDAN YÜRÜMEYİN. 

Bizim yolumuzdan yürüyerek bizim hakkımızı çalmayın...

13 Mayıs 2014 Salı

Beyine ve hafızaya iyi gelen besinler

Herkesin merak edebileceği hatta belki de bildiği ancak derlemeye ihtiyacı olan bir konuyu paylaşmak istedim sizlerle. 

Beyne iyi gelen besinler, hafızayı güçlendiren yiyecekler nelerdir?

Bu yiyeceklere dikkat edersek hem hafızamız daha keskin olur hemde beynimiz daha  iyi çalışabilir. 

Beyini ve hafızayı güçlendiren besinler :

1. Sabahları geç kahvaltı ediyor ya da kahvaltıyı ihmal ediyorsanız, o zaman mevsimlik meyve, meyve suyu ve bir bardak ılık su almayı alışkanlık hale getirin.
2. Havuç. Hatırlama yeteneğimizi artırır; çünkü beyin metabolizmasını canlandıran enzimler içerir.
3. Zencefil. İçerdiği maddelerle, beynin yeni fikirler üretmesini sağlar.
5. Kimyon. Akla yeni fikirler getirir.
6. Çilek. Üzerimizde ki stresin etkisini azaltır.
7. Ananas. Ezberlemek için çok yararlı bir besindir.
8. Avokado. Kısa süreli hafıza için tüketilebilir.
9. Limon. Algılama yeteneğini artırır.
10. Lahana. Troin bezlerinin aktivitesini azaltır ve bu da sinirlenmeye iyi gelir.
11. Ceviz. Beyni güçlendirir.
12. Ay çekirdeği. Bir avuç çekirdek yemek sinirleri yatıştırır. Ayrıca kasların gevşemesini sağlayan magnezyum sayesinde iyi bir uyku sağlar.
13. Soğan. Aşırı yıpranmaya, fiziki yorgunluğa karşı birebirdir. Kanı sulandırır. Böylece beyin oksijeni daha kolay alır.
14. Yumurta. İçindeki kolin maddesi, beyin hücrelerini yeniler, güçlendirir.
15. Balık. beyin hücrelerinin gelişimini sağlayan Omega-3 içerir. Haftada bir kez yenilmesi önerilir.
16. Yulaf. Vücuda yavaş yavaş ama iyi bir enerji sağlar. Sabahları mutlaka tüketilmeye özen gösterilmelidir.
17. Barbunya. Bu besininden alınan B1 vitamini eksik olursa, hafızanın normalden daha zayıf olmasına neden olur. Haftada 2-3 kez yenmelidir.
18. Bezelye. Ergenlik döneminde yaşanan kaygıları ve stresi yok edecek B1 ve B3 vitaminlerini içerir. Haftada en az iki ya da üç tabak alınmalıdır.
19. Adaçayı. Beyne mesaj gönderen kimyasalları arttırtığına inanıyor.
20. Soya. Sözlü ve sözsüz hafızayı güçlendirir.
21. Yeşil ay ve siyah çay. Bilim adamları,  Alzheimer hastalarında, akıl fonksiyonlarının yok olmasına karşın bir ilaç olduğunu söylüyor.

VE EN ÖNEMLİSİ SU. Beynimizin %70'i su ile kaplı olduğu için bu sıvı beynimiz için çok gereklidir.

Peki beynimizi geliştirebilmemiz için ne tür egzersizler yapmalıyız?

1. Derin derin nefes alın. Daha fazla alınan alınan hava, beynin içerisin de daha fazla oksijen anlamına geliyor. 
2. Meditasyon yapın. Nasıl mı? şuanda bile uygulayabileceğiniz meditasyon örneğimiz bulunmaktadır.Yalnızca gözlerimizi kapatarak dikkatimizi nefesinize konsantre olup derin derin nefes alabilirsiniz. bu şekilde 10-15 dakika devam etmemiz gerekiyor. 
3. Dik durun. Duruşumuz bedenimizde ki fizyolojik mekanizmaları dolayısıyla zihinsel süreçlerimizi etkileyebilir.
4. Boş zamanlarınızı değerlendirin.
5. Yabancı dil öğrenin. Beynin gelişmesinde, öğrenilecek olan yabancı dilin etkisi uzmanlar tarafından kanıtlanmıştır.
6. Yazı yazın. Yazmak zihinsel olarak hafızamızı dinç tutar. Bilgileri kısa süreli değil, uzun süreli hafızaya kaydeder. Böylece geleceğe dair önemli olan notlar unutulmayarak hafızamıza kayıt olmuş olacaktır.
7. Mozart dinleyin. Araştırmalara göre, Mozart dinleyen kişilerde mekaniksel düşünme ve problem çözebilme yetisi gelişmiştir.
8. Düzenli olarak uyuyun. Düzenli olarak uyku hem ömrümüzü uzatır, hemde beynimizin yeterince enerji depolamasını sağlayarak hafızamızı güçlü kılar. Hatta uzmanların tavsiyesi şöyle ki, öğlenleri 10 dakikada olsa hafızanızın güçlenmesi ve beyninizin enerji depolanması için uyumamızı öneriyor.
9. Kafein. Çöğu kişininde bildiği gibi kafein zihni açıcı etkiye sahiptir. Ama her şeyin zararı olduğu gibi kafeinin de fazlası beynimiz için zararlı.
10. Şekerden uzak durun. Fazla alınan karbonhidratlar beynin bulanıklaşmasına yol açmaktadır.
11. Hızlı okuyun. Yavaş okumanın aksine, hızlı okumak hafızayı daha fazla güçlendirerek bilgileri daha iyi beynimiz de tutar.
12. Spor yapın. Egzersiz yapmak, beyin gücünü geliştirerek beyni dinç tutar.
13. Daha etkili bir biçimde öğrenelim. Yeni bir konuya başlamadan önce, başladıktan sonra, hatta sonralarında bile kısa kısa notlar alınarak beynimizi daima öğrenmeye hazırlayalım.
14. Zihninizi netleştirin. Çalışacağımız odanın zihniniz açısından temiz ve düzenli olması gerekli.
15. Beyin cimlastiği yapın.
16. Sürekli yeni şeyler öğrenin. Yeni şeyler öğrenelim ki, beynimiz sürekli aktif olsun.
17. Gülün =)) sürekli gülmek beyinde endorfin salgılayarak mutluluk hormonunu arttırır. bu da stresten uzak olduğumuzu ve beynimizin bu sebepten daha iyi çalışmasına sebep olur.
18. Şarkı söyleyin. Araba da, yalnız kaldığınızda yada şarkı söyleyebilme şansınızın olduğu her yerde şarkı söyleyerek ezber yapmaya çalışın. Özellikle yabancı şarkıları ezberlemeye çalışın. Zor olsa da deneyin =)) 
19. Stresten kesinlikle uzak durun. Vücudumuz stres hormonunu sağladığı andan itibaren beynimizin önüne bir perde inermişçesine, eskisi gibi çalışamaz. Unutkanlıklar baş gösterebilir. Mesela ben strese girdiğim andan itibaren çok unutkanlaşabilirim.
20. Kendimizi eğitelim. Sürekli yeni yeni konularda kendimizi eğitelim.
21. Yağlardan uzak durun. Öğünlerde ne kadar yağ olursa öğrenme kapasitemiz o kadar yavaşlar.
22. Daha az yiyin.
23. Kahvaltı edin.
24. Sürekli soru sorun. Böylelikle beynimiz sürekli formda kalabilir.

9 Mayıs 2014 Cuma

Bebek ve çocuk eğitim kitapları

Hamileliğin ilerleyen zamanlarında en çok kaygıya düşülen durum, bebeğin gelişim sürecinde ki anne-baba yaklaşımlarıdır. Bende bir anne adayı olarak kızım dünyaya geldiği zaman nasıl yeti,ştireceğimi nasıl davranmam gerektiğini şuan için bilemiyorum. Her ne kadar psikoloji eğitimi almış olsam da derler terzi kendi söküğünü dikemez diye benim ki de o hesap.

Gittiğim üniversite, gittiğim kurslar herşey bebeğimin karşısında yetersiz olabilirdi. Eee biraz daa mükemmelliyetçilik var kanımda. Mükemmel olmalıyım, kızımı çok güzel yetiştirmeliyim. Peki ne yapmalıyım?

1. Seçenek olarak halk eğitimin her yıl düzenlemiş olduğu eğitimlerden alabilirim. 0-6 yaş gurubu için anne ve baba adaylarına dersler verilmektedir. Ama bu kurs için şuanda çok geç bir tarihteyim. Kurslara başvuru tarihi eylül ve şubat aylarında yapılmaktadır.

2. Seçenek olarak ta bebeğe hazırlık, bebek gelişimi ve çocuk gelişimiyle ilgili kitaplar bulup okuyabilirim. Hemen bir araştırma yaptım. Tam tamına 21 adet kitap buldum =))

DOĞUMDAN ÖNCE;

1. Anne babalar için doğuma hazırlık (Hülya Okumuş- 224 sayfa)
2. Yeni anne adaylarına mucizevi çözümler (Tracy Hogg- 416 sayfa)
3. Ana baba okulu ( Ali Çankırılı- 288 sayfa)
4. Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler? (596 sayfa)
5. Akıllı bebekler akademisi (Dr. Mehmet Sumak/ Dr. Elçin Sumak- 348 sayfa- 2007 basım)

DOĞUMDAN SONRA İLK 6 AY

1. Doğumdan sonra bebeğinizle ilk 12 ay (Robin Barker- 510 sayfa)
2. Bebek bakım sorunlarında mucizevi çözümler ( Tracy Hogg- 510 sayfa)
3. Güvenli bağlanma (Adem Güneş- 176 sayfa) 
4. Doğal ebeveynlik (Adam Güneş- 208 sayfa)
5. Mahallenin en mutlu bebeği ( Harvey Karp- 382 sayfa)
6. Bilinçli bebek (Aletha Solter- 300 sayfa)
7. Bebeğinizin beyin eğitimi ( Fergus Lowe- 248 sayfa)
8
. Benim sağlıklı bebeğim ( Ali Çankırılı- 405 sayfa)

DOĞUMDAN 6 AY SONRA

1. Montessori Yöntemiyle harika çocuk nasıl yetiştirilir? (Tim Seldin- 192 sayfa)
2. Çocuğum yemek yemiyor. ( Carlos Gonzales- 188 sayfa)
3. Çocuğunuza sınır koyma ( Robert J.Mackenzie- 344 sayfa)
4. Ödül yok, ceza yok. Bu nasıl disiplin? ( Marvin Marshal- 304 Sayfa)
5. Çocuklarla doğru iletişim ( Sabiha Paktuna Keskin- 112 sayfa)
6. Çocuk deyip geçmeyin. ( Adem Güneş- 208 sayfa)
7. Çocukllarda uyku sorunları ve çözümleri ( Dr. Richard Farber- 447 sayfa)
8. Özgüvenli çocuklar yetiştirmenin 365 yolu ( Sheila Elison, Barbara Ann Barnet- 424 sayfa)
9. Çocuk terbiyesinde doğru bilinen yaalnışlar (Adem Güneş- 208 sayfa) 

Ben dün internet aracılığıyla ''Yeni anne adaylarına mucizevi çözümler'' kitabını almış bulunmaktayım. Dün sipariş verdim, bugün kargoya verilmiş. Okur okumaz burada değerlendirmesini yaparım. Artık okuduğum kitapların değerlendirmesini de artık blogumda yapacagım. Şimdi heyecanla kitabımın gelmesini bekliyorum.

Bu arada bu yazdığım 21 kitabı da teker teker alacağım. Bu yüzden çok heyecanlıyım. Çünkü kitap okumayı çoook seviyorum =))